DİĞER
K24'te haftanın vitrini: Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
“Şiir üzerine yazmayan şairleri çok ciddiye almamıza gerek yok aslında. Bu iş bir gizem işi değil çünkü. Şiir yazmak sadece kendi başına anlam kazanabilen bir şey değil. Zorunlu olarak yorumunu da arzulayan bir süreç. Bu yorumu bugün bir Süpermen çıkıp yapmayacak. Herkese karşı adaletli bir eleştirmen modeli artık tarihe karıştı.”
“Yapay zekâ’ya dair her öngörümüzün, her tasavvurumuzun her birimiz için kendimizle ve dünyayla kurmakta olduğumuz ilişkinin bir aynası olması kaçınılmaz. Bu elbette şu demek, bugün yapay zekâya dair söylediğimiz her şey, aslında daha çok her birimizin kendimize ve kendimiz dışındaki her şeye ilişkin olarak söylediğimiz sözlerden başka bir şey değildir."
Geçen ay Georg Büchner Ödülü’nü kazanan E. Sevgi Özdamar’ın cümleleri ile çizgileri arasındaki ortaklıklar: "Endonezya’da inci toplayıcılarının istiridyelere belli yerlerinden dokunduklarında kabukların kendilerinden açıldığını, desenlerinin birçoğunun da açılmaları için doğru yerlerden bakılmayı beklediklerini Sevgi’ye söylediğimde, bir an siyah gözlerinin sigara dumanının ardından parladığını gördüm."
"Daktiloda üretilen somut şiir biriciktir, Benjamin’in aura kavramının canlı kaldığı bir kipi akla getirir. Olduğu yerden kalkıp mürekkep şeridine vuran harfler bilgisayar klavyesinde olmayan bir özelliğe sahiptir: Kusursuz bir şekilde kopyalanamaz, tıpkıbasımı ise özgün halinin ancak bir sureti olabilir. Harflerin kâğıda vuruş açısı, mürekkebin miktarı ve kalitesi buna engeldir; bu kıstaslar her kullanımda değişir. Bu açıdan somut daktilo şiiri plastik sanatlara yakındır."
"Somut şiir sanıldığının aksine görsel şiirle aynı şeyi ifade etmez; görsel şiirden doğmuş, ondan beslenmiştir ancak sonuç olarak amaçladığı başka türlü bir şeydir. Sık sık ses şiiri ve görsel şiirle karıştırılır; oysa ses şiiri dilin daha çok akustik özelliklerini, görsel şiir ise dilin görüntü/imge özelliklerini pekiştirmeyi hedefler."
"Dergileri 'Genç Şairler'in yayımlandığı ilk sayıdan başlayarak taradım. Birçok tanıdık isim çıktı karşıma. Sadece sonradan şair olarak ünlenenler değil, öykücü de vardı aralarında, spor yazarı da, yahut daha sonraları müstear isimle ünlenen şairin nüfus kâğıdındaki ismiyle yayımladığı bir şiir de..."
"Şiir, dilde kuruluyor olması nedeniyle transkültürelliğin hiç beklenmeyeceği bir alan. Ancak Endülüs kültürü bunu zarif bir biçimde başarmış görünüyor. Harcelerde karşılıklı olarak birbirlerinin şiirlerinden, şarkılarından, dillerinden alıntılar yapmışlar. Öylesine bir dilsel rahatlık içindedir ki, Romancanın içine tekrar 'habib' gibi bir Arapça sözcüğü de koyuverir şair."
Norveç Yazarlar Birliği'nin 2021 İfade Özgürlüğü Ödülünü alan İlhan Sami Çomak cezaevinde olduğu, Ahmet Altan da yurt dışı yasağı sürdüğü için ödül törenine katılamadılar. Ödül töreninde okunan konuşmalarının tam metnini sunuyoruz...
“Kuiri bir teoriden önce kimlik meselesi/yaşama biçimi olarak algıladığım için metni kuirleştirmek gibi ayrıca bir çaba sarf etmedim. Kurduğum her mısra, denediğim her biçim zaten benim yaşamımdan, benim tarihimden, bana ait olan her şeyden kopup geldi.”
"Terkediş’te kim olduğunu açıklamayan, ‘her şeyi bilen’ sıfatıyla andığımız türden olduğu anlaşılan bir anlatıcı var. Sakin, nesnel ama dikkatli bir tonla olanları anlatıyor. Acelesi yok. Özellikle kişiler söz konusu olduğunda acele etmiyor, gerekli ayrıntıları veriyor… Gurnah öncelikle 'kabahatliyi bulmak' peşinde değil; önce olanı anlamak derdinde."
"Selim İleri denince benim aklıma öncelikle edebiyata dair olan her şeye açık bir yazar geliyor. 'Artık bunlar aşıldı, şimdinin edebiyatı karşısında eski metinler hiç hükmündedir' demenin kolaycılığına kaçmadan geçmişte kıymetli olabilecek her metne kulak vermeye hazır bir titizlik bu edebiyatı kuşatıyor."
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık